Laikliğin anayasaya girişinin yıl dönümünde Samsun’da Onur Anıtı’na saldırı oldu. Belirli kesimlerin dinsizlik olarak nitelediği ve sırf bu yüzden Atatürk’e düşmanlık beslediği Laiklik nedir ve ne değildir? Laiklik dinin, uzmanları tarafından öğretilmesinin teminatıyken, istismarına, kişisel çıkarlara alet edilmesine engeldir..
Türk Laikliği, din ve vicdan özgürlüğü; inanların inanma, inanmayanların da inanmama özgürlüğünün sağlanması ve garantisinin yanında; dinin siyasete ve ticarete alet edilmesini (istismarını) yasaklar, İslam’ın Kuran’a göre; doğru öğretilmesini güvence altına alır... Allah (cc) da kendisinin şahit gösterilerek siyaset ve ticaret yapılmasını yasaklar. Laikliğin yasakladığı da dinin öğrenilmesi veya öğretilmesi değil, sadece istismarıdır..
İslam hava ve su gibi hayat verir. Ancak hayat veren havanın kasırgaya, hayat veren suyun sele dönüşerek hayatları söndürmesi gibi; din istismar edildiğinde; 15 Temmuz Kalkışmasında olduğu gibi hayatları söndürür. IŞİD/Elkaide/Taliban katliamlarında olduğu gibi insanlar birbirini katlederken her iki taraf da tekbir getirir. Şeytanın askerleri de ‘Şeytan Şeytan’ değil; ‘Allah Allah’ diyerek saldırır. (Cervantes/Donkişot)
Atatürk, ‘Milletimiz din ve dil gibi iki fazilete sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalp ve vicdanından söküp atamamıştır ve atamaz, din okulda devletin eliyle öğretilecektir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur’ diyor.
İslam'ın emir ve yasakları herkes tarafından doğru bilinip uygulansın diye; Kuran, Atatürk tarafından Türkçeye tercüme ettirilmiş, İlahiyat Fakültesi, İslami İlimler Enstitüsü ve Diyanet İşleri Başkanlığı, Atatürk tarafından kurulan ilk kurumlar arasında yerini almıştır...
Latin harflerinin kabulüyle, milletin hafızasının silindiği tarihi bir yalandır. Osmanlıca bir dil değil; sadece belirli kişilerin anlayabileceği Türkçenin Arap harfleriyle yazıldığı; Arapça ve Farsa içeren jargondur. Değişen hafıza değil; alfabedir ve bir haftada herkes öğrenebilir. (Osmanlıca dil değil Jargon; Halk Gazetesi 2014)
Atatürk: Türk vatandaşının din bilgisinden mahrum bırakılarak, kandırılmak, aldatılmak üzere din sömürücüsü kişilerin ellerine terk edilmesi; onu mezhep çatışması kışkırtıcılarının eline oyuncak edilmesi, Mezhep kavgası tahrikçilerini keşfedememesi, anlayamaması ve onların tahrikleri ile harekete geçecek kadar cehalet içinde bırakılmasına ‘Laiklik’ engeldir.
Hıristiyan misyonerler ve ateistlerin yanında İslam savunucusu gibi görünen, İslam'ı siyasete ve ticarete alet eden; kendi çıkarları için kullananlar da İslam dininin doğru öğrenilip, doğru öğretilmesine; karşı çıkmaktadır.
Birçok yerde para dine hükmederken, Türkiye'de din paraya ve siyasete hükmetmektedir. Bunun için gerçekte İslam'dan uzaklaşmak, Türkiye'de dindarlaşmak olarak görülmektedir. Sözde dindarlık, gerçekte din düşmanlığı yaygınlaşmaktadır.
Laiklik’ten uzaklaşıldıkça İslam’dan da uzaklaşıldı: İslam'a göre ‘Fuhuş yapmak ve Kul hakkı (haram) yemek’ toplumu imha edecek büyük günahlardanken ve Laiklik de bunları yasaklarken, zinayı suç sayan yasa dindarlaşma adına iptal edildi, kamu ihalelerinde komisyon yasallaştı.
İslam'ın özü saklanarak ticareti yapıldı. Görsel, sözde ‘İslamcılar’ İslam'ın ve imanın şartlarını yalnız namaza ve türbana indirgediler. Diğer tüm emir ve yasakları; başta haram olmak üzere unutturdular rafa kaldırdılar. İslam’ın emir ve yasaklarının öğrenilmesini ve kendilerinden hesap sorulmasını engellediler.
Kuran’daki İslam öğretilmediği için; Müslüman geçinenler, Müslümanlıktan ve Müslümanlardan geçinenler, gerçek Müslümanlarla birbirine karıştı. (FETÖ/PDY ve Cemaatler) İslam'ın kesin yasağına rağmen Müslümanlardan geçinenler, Müslümanları kendilerine kul ettiler ki İslam, ‘Kula kulluk eden, Müslüman değildir’ diyor.